Bu makalede, Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili yasal düzenlemeler ve bu faaliyetlerin sınırlamaları yer almaktadır. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, her ne kadar anayasal bir hak olarak kabul edilse de, sınırlamalar ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu sınırlamalar, genellikle güvenlik gerekçesiyle getirilmekte olup, zaman, yer ve içerik açısından belirli kısıtlamalar içerebilmektedir. Polisin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahale etme yetkisi de bulunmaktadır. Ancak, yargıda bazı kararlarla birlikte bireysel başvuru yolları da vatandaşların haklarını koruma açısından önem arz etmektedir. Bu makalede, bu konulara dair detaylı bilgi verilecektir.
Hukuki Çerçeve
Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili hukuki çerçeve, Anayasa ve yasal düzenlemelerden oluşur. Anayasa’nın 33. maddesi, “Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırgan olmaksızın, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmünü içerir. Ancak, bu hak, kamu düzeni, milli güvenlik, kamu sağlığı ve genel ahlak gibi belirli koşullar çerçevesinde sınırlanabilir.
1985 tarihli Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu da toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesine ilişkin hükümler içerir. Kanun, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin önceden bildirilmesi gerektiğini, bildirimde belirtilen yer ve saatlerde yapılması zorunlu olduğunu ve izin verilmemesi halinde düzenlemenin yapılamayacağını düzenler.
Bununla birlikte, son yıllarda yapılan düzenlemelerle birlikte toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sıkı bir şekilde denetlenmesi ve sınırlanması ile ilgili endişeler artmaktadır. Bu konuda yargı kararları, bireysel başvuru yolları ve çözüm önerileri gibi konular da tartışılmaktadır.
Sınırlamalar
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapmak Türkiye’de yasal bir faaliyet olmasına rağmen bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamaların başında zaman ve yer sınırlamaları gelmektedir. Toplantılar genellikle 07:00 ile 24:00 arasında yapılabilir ve genellikle polis tarafından belirtilen güvenli alanlar içerisinde gerçekleştirilir. Ayrıca, güvenlik gerekçesiyle geçici olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapma yasağı getirilebilir. Bu yasakların süresi genellikle 15 günü geçemez. Buna ek olarak, özellikle belli günlerde (örneğin 1 Mayıs) toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklanabilir.
Bunun yanı sıra, toplantıların içeriği de sınırlamalara tabidir. Toplantılar, anayasaya, millî birliğe, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk millî değerlerine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz. Eğer bu kriterlere uymazsa toplantının yasal olmadığı düşünülür.
Polis müdahaleleriyle ilgili olarak ise, polis toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahale etme yetkisine sahiptir ancak bu müdahaleler yasal sınırlar dahilinde olmalıdır. Polis, insan haklarına saygılı olmalı ve şiddet kullanmaktan kaçınmalıdır.
Zaman ve Yer Sınırlamaları
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yaparken zaman ve mekanın belirlenmesinde birtakım yasal sınırlamalar bulunmaktadır. Türkiye’de yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşleri, önceden belirlenmiş olan izinli gün ve saatlerde gerçekleşebilmektedir. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşleri için belirlenen mekanlar da yasal sınırlamalara tabidir.
Bununla birlikte, güvenlik gerekçesiyle veya belirli etkinliklerin yapılması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılamayacağı yerler de bulunmaktadır. Özellikle, devlet binaları ve askeri araziler gibi bazı özel bölgeler, toplantı ve gösteri yürüyüşleri için yasak alanlardır.
Türkiye’de, toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında önceden belirlenen zaman ve mekanların dışında kalmak, yasal bir suç teşkil etmektedir. Bu nedenle, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapmadan önce, belirlenen yasal sınırlamaların ve yasak alanların bilinmesi gerekmektedir.
Geçici Sınırlamalar
Pek çok kez güvenlik gerekçesiyle geçici sınırlamalar getiriliyor. Bunlar, şiddet içeren ya da yasalara aykırı faaliyetler düzenleneceği duyumunun alınması durumunda, özellikle terör saldırısı tehdidi altında olduğu zamanlarda yapılıyor. Bu sınırlamalarda genellikle toplantıların yapılamayacağı bir bölge belirleniyor ve saat sınırlaması getiriliyor. Aynı zamanda, protesto sırasında kullanmak amacıyla basit kesici aletler gibi belirli araçlar da yasaklanıyor. Ancak bu sınırlamaların anayasal hakları sınırlandırmaması gerektiği ve mümkün olduğunca kısa sürede kalkması gerektiği konusunda uzmanlar hemfikir.
Düzenli Olarak Getirilen Sınırlamalar
Düzenli olarak getirilen sınırlamalar genellikle ulusal bayramlar, resmi tatiller ve özel günler gibi belli günlerde uygulanır. Bu sınırlamalar, özellikle toplumsal olayların arttığı dönemlerde daha sık uygulanır. Örneğin, 1 Mayıs gibi işçi günlerinde, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda veya 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda toplulukların toplu biçimde sokaklara çıkması sınırlanabilir. Bu tür sınırlamalar, genellikle güvenlik gerekçesiyle getirilir ve önceden ilan edilir. İlgili kurumlar, halkı etkileyen bu tür sınırlamaları açıklıkla ve öncesinde duyurmalıdır.
İçerik Sınırlamaları
Toplantılar sırasında kullanılan şiddet dolu söylemler, ayrımcılığı körükleyen ifadeler, yasalara aykırı talepler ve siyasi propaganda yapmak yasaktır. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında kullanılan sözler, semboller ve davranışlar, ülkenin birlik ve bütünlüğüne zarar verecek unsurlar içeremez. Yasal dayanağı ise 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’dur. Ayrıca bu kanuna dayanarak hazırlanan yönetmelikler, toplantılar sırasında uygulanacak kuralları belirlemektedir. Yukarıdaki sınırlamalara uymayan toplantılar, yasal yaptırımlar ile karşılaşabilir.
Poliis Müdahaleleri
Polis, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahale etme yetkisine sahiptir ancak bu müdahalelerle ilgili sınırlılıklar bulunmaktadır. Polis müdahalesi, sadece eylemin şiddet içerdiği durumlarda ve halkın güvenliğini riske attığı durumlarda gerçekleştirilebilir. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşleri barışçıl bir şekilde gerçekleştiği sürece, polis müdahalesinde bulunamaz.
Polis müdahalesinin yasal dayanağı, Türk Ceza Kanunu’nun 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’ndaki hükümlerdir. Bu kanuna göre, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasal sınırlarını aşması halinde, güvenlik güçleri müdahale edebilirler. Ancak, müdahale edilmesi gereken durumların şiddetli olup olmadığı konusu, tartışmalara neden olmaktadır.
Polis müdahalesi öncesinde, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin amacı, süresi ve güzergahı gibi hususlar önceden bildirilir ve güvenlik güçleri bu bilgiler doğrultusunda önlem alır. Ancak, yasa dışı ve şiddet içeren gösterilerde, polis müdahalesi yapmadan önce uyarıda bulunmaksızın doğrudan fiziki müdahalede bulunabilirler.
İlgili Davalar ve Kararlar
Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili birçok yargı kararı ve mahkeme davası bulunmaktadır. Bu durum, toplantı ve gösteri özgürlüğünün sınırlarının netleştirilmesi açısından oldukça önemlidir. Özellikle son yıllarda yaşanan toplumsal olaylar ve protesto eylemleri nedeniyle, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkında birçok dava açılmıştır. Bazı davalar, eylem yapanlara cezai yaptırımlar getirirken, bazıları da toplantı ve gösteri özgürlüğüne daha geniş bir yorum getirmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin birçok toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili kararı bulunmaktadır. Bu kararlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sınırlarının belirlenmesi açısından oldukça önemlidir.
Bireysel Başvurular
Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili sınırlamalar nedeniyle vatandaşlar bazen mağdur olabiliyor. Bu durumda, bireysel başvuru yolları mevcuttur. İlk başvuru yolu, toplantının yapılacağı yerin valiliğine müracaat etmektir. Eğer talep reddedilirse, idare mahkemesine başvurulabilir. Ayrıca bireysel başvuru hakkı nedeniyle Anayasa Mahkemesine de başvurulabilir.
Geçmiş yıllarda, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili olarak bazı olumsuz kararlar alınmıştır. Bunlar arasında, Gezi Parkı protestoları sırasında alınan kararlar gibi örnekler verilebilir. Ancak son yıllarda, Anayasa Mahkemesi’nin toplantı ve gösteri özgürlüğüne ilişkin kararları, vatandaşların haklarını korumaktadır. Bununla birlikte, uygulamada bazen mağduriyet yaşanabildiği unutulmamalıdır.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlenirken uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunların başında izin alım süreçlerinde yaşanan aksaklıklar gelmektedir. İzin verilmeyen toplantılar ise sıklıkla zamanında engellenmediğinden şiddete dönüşebilmektedir.
Bunun yanı sıra, toplantıların yapılacağı alanların yeterli ölçüde belirlenmemesi ve güvenlik önlemlerinin yetersiz kalması, toplanan grupların dağılmakta zorlanması gibi problemler de ortaya çıkabilmektedir.
Bu sorunların çözümü için ise daha etkili ve pratik yöntemlerin bulunması gerekmektedir. Özellikle toplantı izni süreci hızlandırılabilir ve toplantılar için uygun alanların belirlenmesi sağlanabilir. Bu sayede hem protestocuların hakları korunacak hem de güvenlik güçleri ile mücadele edilmeyecektir.